28 Eylül 2016 Çarşamba

İncir Kuşları Kitap Yorumu/SİNAN AKYÜZ📚



Bu kitap hayal ürünü bir roman değildir.
Tamamen gerçeklere dayanmaktadır.

Bir gün...
Sıradan bir insanın başına sıra dışı bir olay geldi.
Ve böylece baş karakterimizin yolculuğu başladı...

Bu şekilde başlıyor kitabımız...


Merhaba arkadaşlar,İncir Kuşları bitti.Sinan Akyüz'ün okuduğum ilk kitabıydı.İçim buruk,kelimeler düğümleniyor.
Başta çok güzel bir aşk hikayesiydi İncir Kuşları sonra savaş başladı iğrenç olaylar yaşandı.1992-95 yılları arasında Bosna'da yaşanan soykırım tüm çıplaklılığıyla,yaşanmış gerçek bir hayat hikayesiyle anlatılmış.Daha önce bu soykırımı,savaşı duymuştum.Ama bu kadarını beklemiyordum.Altı yüz yıllık geçmişin kinlerini içlerinde tutan Sırblar,tek suçları Osmanlı Devletinden kalan müslümanlar olmak olan Boşnaklar...Hep birlikte yaşadıkları öncesinde dost oldukları insanları öldürmek,ailesinin karşısında yüzlerce kez tecavüz etmek bu hangi insanlığa yakışır.Okurken ağzım açık kaldı,insanlardan iğrendim.Böyle olayların yaşanması bu soykırıma sessiz kalınması beni çıldırttı.İnsanlığı kınıyorum,böyle şeyler yaşandığı için,sessiz kalındığı için.Tek suçları müslüman olmaktı.Hala gözlerim doluyor,burnumun direği sızlıyor.Hayat ne garip biz küçücük şeyleri kafamıza takıyoruz insanlar o zamanlarda nelerle uğramış,çok uzak bir tarih de değil.Allah'a sığınmayı,dua etmeyi hiç ihmal etmediler. Kitap ismini olaylara tanıklık eden bir çok incir ağacının kuşarından alıyor,bu da çok etkilendiğim bir yer ve çok güzel bir başlık şeçimiydi.. Genç ve güzel,ela gölü alev rengi saçlara,beyaz inci gibi bir yüze sahip konservatuar öğrencisi Suada..Müslüman Boşnak genci Tarık.. Sırp,hain insan Vukadin.. Karakterler bu şekildeydi olayları anlatmak istemiyorum.Okurken Boşnakların kültürel özelliklerine,yemeklerine,geleneklerine de tanıklık ediyoruz.Okuyun,okutun kendinizi onların yerine koyun arkadaşlar....

ARKA KAPAK:Aynı ırktan geliyorlardı.Aynı dili konuşuyorlaedı.Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp'tı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suada'ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise "Kalbimde iki kişiye yer yok" cevabını almıştı. Takvim yaprakları 6 Nisan 1992'yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere… Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu... Sonra da kader onu bir zamanlar 'hayır' dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış "Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?" demişti. Modern zamanlarda Avrupa'da yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları... Bu kitap tamamen gerçeklere dayanmaktadır...



İnsanın kalbindeki gerçek aşk,dörtnala giden bir at gibiymiş.Ne dizginden anlarmış,ne de bir söz dinlermiş.


22 Eylül 2016 Perşembe

Yaşamak Kitap Yorumu/CAHİT ZARİFOĞLU📚


Çok sevdiğim şairlerden biri olan Cahit Zarifoğlu'yu daha iyi anlamak adına günlük türündeki Yaşamak kitabını okumaya karar verdim.Açıkçası okurken huzur bulduğum,bazı yerleri birden fazla kez okuduğum,bazı yerleri ise ne kadar okursam okuyayım anlamadığım yani çok yönlü duygular yaşadığım bir kitap oldu.Cahit Zarifoğlu alıntılarının birçoğuna da bu kitapta rastladım.Not ettiğim çook yer oldu.Daha iyi anlamak istiyorsanız sessiz bir ortamda okumanızı tavsiye ederim.
Şiirsel bir anlatım hakimdi.Tarihten tarihe,mekandan mekana atlıyordu Zarifoğlu.Bu karmaşıklık yaratsa dahi anlatılanların yürekten geldiği aşikardı.Aldığım notları paylaşacağım ve bana hak vereceğinize eminim.:)


ARKA KAPAK: Yeni Türkçe'de ki hatıra türünün en yetkin örneklerinden biri olan Yaşamak, toplumsal olarak bir ışığa dönüştürmek istediğimiz acıya, bireysel bir dünyada aydınlık sağlamaktadır.Zarifoğlu, çevremizde gelişen olayların gözümüzü yorduğu ve bizim, hayatın bütünsel akışıyla olan bağlarımızı güçlükle koruduğumuz dönemde, o bağlara canlılık veren birkaç şairimizden biridir.Yaşamak, şiirindeki derinliğin yol açtığı açılım getiren ve şaire ait iç dünyanın zenginliğini gözler önüne seren bir eserdir.Şair, yaşamayı varlık ve oluşun özüne dokunan bir derinlik içinde algıladığı ve arka planındaki hikmetle anlaşarak yaşadığı için, aynı hikmetin onun anlatımında parıldaması pek tabiidir.






•"Ne çok acı var.."



•"...fakirdiler.Yiyemedikleri zaman başkalarında bol bol bulunduğunu düşünmezlerdi bile..."

•"...ben isterim ki çocuk kalbimi anlayan annem olmayınca ben de olmayayım.Annesizliği anlatan bir masal anlatın kendimi daha iyi anlamak ve tanımak istiyorum."

•"Ah kardeşler,gönlümün yükünü kaldıramıyorum."

•"Tahta sırada susarak oturduk.Birbirimizle içimizden konuştuk.Ben onunla içimden konuşuyordum.Birbirimize bakmadan denize baktık.İstanbuldu.'Sensin' dedim.Değişiklik olsun,kendimizden çıkalım,başka bir kişiliği deneyerek o feci konuşamamayı dağıtmak için.Bir şey söylemedi.Ben de nasıl devam edeceğimi bilemedim."

•"Bize ağır gelen kendimizdir.Yolda,okulda,işte,başkaları ile birlikte taşıdığımız kendimiz."



•"Bilmediğim ve ne yapacağı belli olmayan bir duyguyla hırpalanıyorum boyuna..."



•"Gelecektim.Ama daha bir kötü hatıram olsun istemedim.."



•"Bir kalbiniz vardır onu tanıyınız.
Bir şehir kadar kalabalıktır bazıları
Bir dehliz kadar karanlıktır bazıları
Konuşurlar
  İsterler
  Susarlar
  Dinlememişseniz nice yıl kalbinizi
  Ev,meslek,iş,para,geçim diyerek
  Düşünün şimdi bir de
  Şehirlerde,kasaba ve köylerde
  Başını eğmiş kalbiyle söyleien bir kişi olduğunuzu.."



•"Bu kaçıncı gecedir kendi kendime onunla konuşuyorum."


•"Dış görünüşüm ele vermiyor beni.."


•"Diyorum ki gururumun bu kadar incinmesine dayanmamalıydım.."


•Niye yazıyorum acaba bunları
İçimiz dolap değil ki açıp bakalım.Açıp gösterelim.Yine de anlatıyoruz ama.Bizi farkedince eşyaların arasına gizlenmeye çalışan bir böceğe benziyor anlattıklarım.."


•"Öyle tütüyorsun ki gözümde.Hamdolsun hasret çekiyorum.."


•"Neden diye sormayın hemen.
Onu ben kendime de açıklayabilmiş değilim henüz.


•"Çoktandır yabancı bir cismin kalbime sürtünmekte olduğunu biliyorum.."


•"Dedim ya oturuyorum öylece
İyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok.."


•"Dedim ya işte,bocalıyorum
Yeniden yaşamaya başlamak kolay mı?.."
•"Bize ağır gelen kendimizdir.Yolda,okulda,işte,başkaları ile birlikte taşıdığımız kendimiz."

Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş Kitap Yorumu/JOSE SARAMAGO📚


Merhaba arkadaşlar,Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş bitti.Çok ilginç bir deneyimdi benim için.Saramago kitaplarında nokta ve virgülden başka noktamala işaretleri kullanmıyor.Kitap başta sıkıcak gibi duruyordu fakat su gibi akıp gitti.Farklı bir akıcılık kazandırmıştı kitaba.Kitaplarının adlarından da anlaşılacağı gibi kehanetlerin yazarı Saramago..Bu kitabında da adı bilinmeyen bir ülkede bir gün ölüm yerine getirdiği görevinden vazgeçer,hiç kimse ölmez olur. Ölüm olmadığı zaman neler olabileceğini müthiş bir kurguyla işlemiş yazarımız. •Bir anda ülkeye dalga dalga yayılan sevinç çok geçmeden yerini hayal kırıklığı ve kaosa bırakır.İnsanların ölmemesi zamanın durduğu anlamına gelmemektedir,ezeli bir yaşlılıktır artık onları bekleyen. "Ölüm ve ölümsüzlük karşısında insanın şaşkınlığını,çelişkili tepkilerini ve ahlaki çöküşünü,edebi,toplumsal ve felsefi anlamda derinlikli bir biçimde işleyen Saramago,geçici olanla ebedi olanı birbirinden ayıran kısa mesafenin meseli sayılacak Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş'u,başlattığı gibi bitiriyor:"Ertesi gün hiç kimse ölmedi."

İnsanı düşünmeye sevk eden bir takım değerleri hatırlatan bir kitap.Beni en çok etkileyen yerlerden biri insanların yaşlı ve ölmesi gereken yakın akrabalarını bir fazlalık olarak görmeleri onları sınır dışına getirerek ölüme terk etmeleri oldu.Ahlaki yozlaşma,devletin,klisenin iç yüzlerini alaycı bir üslupla işlemiş yazarımız.Ölüm,beklenmedik bir kimlikle ve umulmadık duygularla geri döner.Azrail artık bir hafta öncesinden mektup göndermektedir ölecek olan kişilere..Daha sonra anlatılan olaylar gülünç de olsa duruma göre güzel bir sona bağlanmıştı bence.

Dediğim gibi farklı bir deneyimdi benim için.Okumanızı tavsiye ederim,herkese keyifli akşamlar dilerim.📚


1 Eylül 2016 Perşembe

Arka Kapak Dergisi Ağustos Sayısı/GEORGE ORWELL📚

Ağustos ayının başında babilcom dan küçük bir alışveriş yaptım.Babilcom Blogger kapsamında Arka Kapak dergisi sepetime ücretsiz olarak eklendi.Birçoğunuz bu dergiyi duymuşsunuzdur.İçerisinde birçok kitaba farklı açılardan değinilmiş.Her ay bir yazar dosya konusu oluyor ve ayrıntılı işleniyor.Ağustos ayı dosyası George Orwell.Sizlerle de beğendiğim birkaç yeri paylaşmak istedim.

#ernesthemmingway / #çanlarkiminiçinçalıyor yazılırken ki ilham kaynağı Ronda'nın uçurumları anlatılmış. "İnsanoğlu yalnız değildir.Bir ada gibi bağımsız ve kendi başına değildir.Dünyanın herhangi bir parçası bütünün bir bölümüdür.Küçük bir toprak parçası denize aksa koca bir kıta küçülür.Bütün bir ülke yok olsa,arkadaşların ölse senin evin ve yaşadığın ülke yok olmuş gibi üzülmelisin.Çünkü ben de o büyük bütünün bir parçasıyım.İşte bu yüzden;asla,Çanlar Kimin İçin Çalıyor? Diye sorma.Çanlar senin için çalıyor." En yakın zaman da okumak ümidiyle..




Arka Kapak dergisi,dosya konusu olan George Orwell'ın hayatını,kitaplarını,düşüncelerini ayrıntılarıyla incelemiş.1984 ve Hayvan Çiftliği hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiş.1984'te yaşamak başlığı altında kitabın içerisine girilmiş,George Orwell'in mirası başlığı adı altında eserlerinden,1984'ü seyretmek başlığı altında film uyarlamalarından,Hümanist bir kahin başlığı altında Orwell'in distopyalar hakkındaki eleştirilerinden,Bir zaman bakışında George Orwell başlığı altında hayatından bahsedilmiş.Ve son olarak bir kitabının kapak tasarımının aldığı ödüllere ve tasarımı yapan kişiyle ufak bir röportaja yer verilmiş.Dosyayı,incelemeleri,röportajı çok beğendiğimi dile getirmek istedim.
"Orwell'in Hayvan Çiftliği ile birbirini tamamlayan 1984 romanı bireyin yok sayıldığı,zihinlerin kontrol altına alındığı,toplumun robotlaştırıldığı karanlık bir gelecekte geçmektedir.Batı modernizmini,Hitler ve Stalin rejimleri ve bu rejimlerin kurumlarını alegorik bir şekilde romanlaştıran Orwell,tarafını insanlıktan yana tutmuştu."
Henüz bu iki kitabı da okumadım ama en kısa zamanda okunacaklar listesine girdiler...


Ve son olarak da en sevdiğim kısımlardan biri kitap vitrini..Küçük kitap incelemeleri ile okur açısından faydalı bir bölüm olmuş.:)


Ağustos sayısının çok küçük bir bölümünü buraya aktarabildim.Dolu dolu bir kitap dergisi arıyorsanız Arka Kapak dergisini incelemenizi öneririm.Önümüzdeki ayın dosya konusu Jose Saramago ile görüşmek üzere... :)

Genç Werther'in Acıları Kitap Yorumu/GOETHE📚

Genç Werther'in Acıları:Aşkı sonsuzlaştırmak... Kitap iki bölüme ayrılmıştı.Birinci bölüm tam anlamıyla beni içine çekti.Kitap mektup türünde Werther'in arkadaşı Wahlheim'e hislerini,başından geçenleri,yoğun duygularını anlatmasından oluşuyor.Werther içine kapanık,duygularını kendi içinde yaşayan biri.Genç GOETHE ile özdeşleştiriliyor.En sevdiğim,hissettiğim klasikler arasında yerini aldı.

❤️ İkinci kısımda bazı yerler derleme şeklindeydi.Goethe okuduğu eserleri,inançlarını,bulunduğu yerleri eserine başarıyla,güzel betimlemelerle aktarmış.Not ettiğim çok yer oldu.Werther'in çaresizliği...imkansız aşkı Lotte...Lotte'nin sadık,iyi yürekli eşi Albert... . Ne kadar kaçmaya çalışsada onun yakınında olmadığı zaman yaşayamayan çaresiz Werther de suç bulabilir miyiz?
Aşkını,çaresizliğini ölümle sonsuzlaştırmak...Ne hoş cümlelerle anlatmış aşkını💘
Aynı zamanda Werther sürekli insanlığı da sorguluyor.Çoğu zaman kendini yalnız hissediyor..Araya farklı insanların yaşamlarından kesitler de konularak nedenleri kesinleştirilmiş,çaresizliği daha da arttırılmıştı😢
.Ölümünü gerçekleştirdiği silaha Lotte'nin dokunmuş olması bile onu çok sevindirecek kadar çok seviyordu onu..😢 . .


📓"...Benim en sevdiğim yazar,yazdıklarında kendi dünyamı,çevremde olup biteni bulduğum yazardır.Elbette dünyam cennet değil,ama benim için anlatılması imkansız mutlulukların kaynağı..." . .

📓"...gökyüzü,yeryüzü ve onları ören güçler çevreliyor beni...." . .


📓"..bildiklerimi herkes bilebilir;yüreğim bana aittir..."




".....bütün bunlar,Wilhelm,beni suskunlaştırıyor.İçime dönük kapanıyorum ve orada bir dünya buluyorum!Bir kez daha,canlandırmanın,canlı günün içinde bulunduğumdan daha fazlasını sezgi ve karanlık arzu içinde buluyorum.Ve orada her şey duygularımın ve algılarımın önünde yüzüp duruyor ve ben de öyle hayaller kurmayı sürdürerek dünyaya gülümsüyorum......"👌🏻👌🏻👌🏻👌🏻👌🏻



Ermiş Kitap Yorumu/HALİL CİBRAN📚



Ermiş bitti.Bir oturuşta biticek ince dolu dolu bir kitaptı.Bir insanlığa sesleniş..Tüm insanların aynı olduğu,ruhun derinliklerinin kendi elimizde olduğu,mutluluğun aslında yaşadığımız her şey de olduğu gibi bir çok konu yalın bir dille anlatılmış.Akıcı sıkmayan bir şeyler katan türden.🌸 . .

📖Yıllar boyu kendisine yurt olan kentten ayrılırken,Ermiş'ten geride bıraktığı halka hitap etmesi istenir.Kent halkı ona aşk,evlilik,suç,ölüm,güzellik ve daha pek çok konuda sorular yöneltir.Aldıkları karşılık,hoşgörü ve sevginin biçimlendirdiği bir insan yaşamı üzerine hazine değerinde öğütlerdir.Haklıyla haksızın,suçluyla suçsuzun,dimdik ayakta duranla düşmüşün aslında aynı insan olduğu bir yaşamdır bu... . . "İnsan için tüm amaçlarını susuzluktan çatlamış dudaklara ve tüm yaşamı bir çeşmeye dönüştüren bir armağandan daha büyüğü yoktur kuşkusuz.Benim şerefim ve ödülüm işte bu armağanda yatıyor.Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem,diri suyun kendisini susamış bulmamda..." . . . .


📖Konuştuklarınızın çoğunda,düşünce yarı yarıya katledilir.Çünkü enginlerin kuşudur düşünce,kelimelerin kafesinde kanatlarını açsa da uçamaz. . . . .


📖Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer sizi.Hem besler,büyütür hem de budar sizi.