29 Haziran 2016 Çarşamba

Bir Gün Beni Ağlayacaksın Kitap Yorumu /TUNÇ İLKMAN 📚

Başucu kitabı niteliğinde..Bir saatten az bir sürede bütün cümle ve paragrafları okudum.Fakat ara sıra açıp karışık şekilde okunabilecek türde bir kitap.Yazar kendi yazısıyla ilham geldikçe karaladığı belli olan yazılarını bu kitapta toplamış.Eğer aşık olduysanız derinden hissedebileceğiniz yönleri mevcut,fakat bazı paragraflarda yazarın özel yaşantısından anıları ve takıntıları yer alıyor.Okurken zorlandığım bir yön 'a' harfleri oldu.Birkaç cümleyi ve paragrafı sizlerle paylaşmak istedim.



 Büyümek bana kusurlarımı gördürmekten başka işe yaramadı.
Dünyada sanmaktan hüzünlü fiil yok.
 Kitap ölümsüzlük,müzik dayanak...
  Beni geçtim sevilmeyi özleyeceksin..

28 Haziran 2016 Salı

İçimizdeki Şeytan Kitap Yorumu /SABAHATTİN ALİ 📚


Sabahattin Ali'nin okuduğum ikinci romanı,açıkçası Kürk Mantolu Madonna'yı geçemedi ama yinede çok etkileyiciydi.Yer yer dönemin siyasi olaylarının eleştirildiği aşikardı.Zamanında yasaklanmış kitaplar sonuçta... Ön yargı ile başlanılmaması gerektiği taraftarıyım.
Ana karakter Ömer, Macide'yi ilk gördüğü andan itibaren ona ezelden beridir kuvvetli bağlarla bağlı olduğu,onsuz yaşayamayacağı düşünceleriyle bu hislerin peşinden gidiyor.Hayat onları inanamayacakları tesadüflerle birbirlerine bağlıyor.Benim en sevdiğim karakter Macide oldu.Bulunduğu konumdaki verdiği kararlar ve düşüncelerini tam yerinde buldum ve bu karaktere ısındım.
Ana karakter Ömer'in ruhsal çalkantıları sizlere çok şey katacak.Fakat üzerinde derin düşünüldüğünde göze batan iki büyük tesadüf vardı.Bu tesadüfler romanı biraz inandırıcılıktan çıkartmıştı.Yazar romanı bir araç olarak kullanmış ve okurlara dönemle ilgili siyasi ve sosyal birçok mesaj vermiş.

ALINTILAR

''Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi.Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı?Kullanmadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat,daha makul değil miydi?

''Büsbütün başka bir hayat,daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum...''

''Dünyada şimdi onunla yan yana bulunmamamız kadar mantıksız ve lüzumsuz ne vardır acaba?''

''Kendi içinde hapsettiği şeyler de dışarı fırlamak,nihayet bir insan kulağına çarpmak için kımıldamaya başlamıştı.''

''Hayattan ayrılmayı istemeyiz,çünkü tatmin edilmemiş birçok arzularımız vardır.''

''İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum.''

''İnsanın içinde bir takım örtüler kalkıyor ve  bunların altından yeni ve insanı sarhoş eden şeyler çıkıyordu.''

''Bugün canım insan yüzü görmek istemiyor;geniş,uçsuz bucaksız bir şeye... ve sana bakmak istiyorum!''

''Ben ikide birde böyle oluyorum,bazen bütün insanların boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum,bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum.Bu nefret falan değil...İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile...Sadece bir yalnızlık ihtiyacı...''

''Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş...Ne aradığımızı bilmeden aramak...''

''Herkes ne diyecek?..Fakat bu ana kadar herkesten ne gördüm ki...Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere,bu herkes dedikleri şey beni üzmekten,hayatımı manasız hale sokmaktan başka ne yaptı?...''

''Asıl iyilik tanımadıklarımıza yaptığımız iyiliktir;halbuki biz bütün hüsnüniyetimizi dostlarımıza saklayıp bunların dışında kalanları bir çırpıda ve kısa bir hükümle fena addediyoruz..!''

''En kuvvetli insanın bile bazen ne kadar zayıf anları,istediğinin tam aksini yapmaya mecbur olduğu dakikaları bulunduğunu nasıl inkar edebiliriz?Böyle hadiseler hiç kimseyi olduğundan daha fena,yahut daha iyi yapmaz!''

''Bir şeyler okumak,bunlar,sezmek,yakalamak ve... ezmek istiyordu.''

''Ben daha çok kendi içimde yaşayan bir insanım....Bunun için size nazaran birkaç misli fazla yaşamış sayılırım.''

''Herhangi bir işe kendini vererek uğraşmak,bir meseleyi,tatlı veya acı bir neticeye bağlamak genç adamı ürkütüyor ve o,birçok şeylerin farkına varmadan yaşamayı ve nihayet hadiseler,kendilerinden kaçılamayacak kararlar sıkıştırınca,ani ve şiddetli kararlar,o anda aklına gelen hareketlerle işin içinden sıyrılmayı ve her şeyi koparıp atmayı tercih ediyordu..''

''İnsanların en zayıf tarafları,sormadan,araştırmadan,düşünmeden,kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir...''

''İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil,kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.''

''İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim,fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum;Buna içimdeki şeytan diyordum,müdafaasını üzerine almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde,haksızlığa,tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum.Halbuki ne şeytanı azizim,ne şeytanı?Bu bizim gururumuzun salaklığımızın uydurması...İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu...İçimiz de şeytan yok...İçimizde aciz var...Tembellik var...İradesizlik,bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey:hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...''